İstanbul’un Yeni Dönüşümü İskân ve İmar Süreci

0
7

Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethetmesinden sonra şehirde sadece yapılar değil, aynı zamanda sosyal düzen de yeniden kurulmaya başlandı. Bu süreçte iskân (yerleştirme) meselesi, Fatih için en az imar kadar önemliydi, hatta bazı yönlerden daha öncelikliydi. Çünkü İstanbul’un sadece surları ve binaları değil, insan yapısı da Osmanlı başkentine yakışır hale getirilmeliydi.

Fetih sonrası döneme ait pek çok kaynak ve araştırma, iskân faaliyetlerine özel olarak dikkat çeker. Fatih’in amacı, İstanbul’u farklı kültürlerden ve topluluklardan insanlarla yeniden canlandırmak, şehri hem nüfus açısından zenginleştirmek hem de düzenli ve kalıcı bir Osmanlı yerleşimi haline getirmekti Fatih Sultan Mehmed ve İstanbul’un İmarı.

Fetih Sonrası Yerleştirme Faaliyetleri

1453 yılının yaz başında, Fatih Sultan Mehmed Edirne’ye dönmeden önce yaklaşık beş bin hanenin İstanbul’a taşınmasını emretti. İlk yerleştirmeler, o yaz Galata ve Silivri gibi yakın bölgelerden yapılan göçlerle gerçekleşti. Ancak beklenen kadar nüfus Bursa’dan gelmeyince, 1454 yılında Fatih bizzat Bursa’ya giderek bazı halkın İstanbul’daki Eyüp semtine yerleşmesini sağladı.

Ünlü tarihçi Halil İnalcık’ın yayımladığı 1455 yılı tahrir defterine göre en fazla göçmen gönderilen mahalleler Topyıkığı, Altımermer ve Samatya oldu. Bu bölgelere hem Müslüman hem de gayrimüslim nüfus yerleştirildi. Foça, Argos, Amasra, Trabzon, Mora, Taşoz, Samotraki, Midilli, Eğriboz ve Kefe gibi yerlerden Rum ve Yahudi toplulukları, Konya, Aksaray, Larende ve Ereğli gibi Anadolu şehirlerinden ise Müslüman halk İstanbul’a göç ettirildi.

Saray ve Başkentlik Simgesi

İstanbul’un yeni Osmanlı başşehri olarak gelişmesi iki yönden ilerliyordu: mimari yapılanma ve nüfus yerleştirme. Fetihten hemen sonra Sultan II. Mehmed, İstanbul’u resmen “taht şehri” yani başkent ilan etti. Tarihçi Tursun Bey’in ifadelerine göre Fatih, “min ba’d tahtum İstanbul’dur” diyerek bunu halka duyurdu. Ayrıca, başkentin simgesi olacak bir saray inşasına başlandı. Tursun Bey’e göre bu sarayın konumu çok özenle seçildi: iki tarafı denize, diğer iki tarafı ise karaya bakan stratejik bir noktadaydı Private Guides Turkey.

Gözle Görülür Bir Değişim İlk Saray ve Şehir Düzeni

Fetihten sonraki ilk on yıl, şehirdeki harap durumdaki surlar ve binaların onarımıyla geçti. Aynı zamanda, İstanbul’un artık Osmanlı Devleti’nin kalbi olduğunu gösterecek en önemli projelerden biri olan İlk Saray inşasına başlandı. Bu saray, sadece padişahın ikametgâhı değil, aynı zamanda yeni başkentin sembolü olacaktı.

O dönemde yaşamış olan Tursun Bey, Kritovulos ve Dukas gibi tarihçiler, II. Mehmed’in iskân ve imar faaliyetlerine ne kadar önem verdiğini vurgular. Onlara göre Fatih, İstanbul’u sadece alıp terk etmeyi değil, yaşanabilir, kalıcı ve görkemli bir başkent haline getirmeyi hedeflemişti.

Bir Şehri Yeniden Kurmak

Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’a bakışı, sadece bir fetih kazanmış komutan bakışı değil; bir kurucu lider bakışıydı. Onun kararlılığı sayesinde İstanbul, kısa sürede yeniden canlandı, imar edildi ve çok kültürlü bir yapıyla Osmanlı’nın dünya sahnesindeki en önemli merkezlerinden biri haline geldi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz