Hikâye Nedir, Kelime Anlamı ve Daha Fazlasıyla Bir Derleme

0
200

Edebiyatta bir türdür. Romandan daha kısa, roman gibi kişilerin ruh hallerini bir olay çerçevesi içinde anlatan yazılara denir. Nesir de olur, nazım da. Daha çok nesir şeklinde görülür.

Eski edebiyatımızda hikâye diye geçen bu kelime XIX. yüzyılın ikinci yarısında «hikâye» adıyla, Fransızcadaki «roman» kelimesinin karşılığı olarak kullanıldı. Şimdi hikâye dediğimiz yazılara ise kıssa derlerdi. Sonra, “roman” kelimesi dilimize girince, hikâye veya kısa hikâye de “aconte”, büyük hikâye ise nouvelle kelimesine karşılık olarak alındı.

Hikâye tarzı, kaynakları bakımından eski Hint’e kadar gider. Halk arasında meydana gelen, sahibi belirsiz masallar da bu tarzın ilk örnekleridir. Arapların dünyaca tanınmış “Binbir Gece Masalları” iç içe geçmiş küçük Hikâyelerden meydana gelmiştir (Bk. Binbir Gece Masalları). Batı edebiyatlarında İlkin Rönesans öncesi çağının İtalyan yazarı Boccacio’nun Decamerone (On günlük ) adlı eseriyle bu türde yazılar görülmeye başladı. İspanyol, romancısı Cervantes’in hikâyeleri, İngiliz şairi Geoffrey Chaucer’in The Canterbury Tales (Canterbury Hikâyeleri) gibi eserlerle gelişti. Fransızlar ‘da, Ortaçağın sonlarına ‘doğru meydan alan Gülün Romanı, Tilkinin Romanı gibi Eserlerle Marie de France’in Heptamerone (Yedi günlük) adındaki eseri İlk hikâye örneklerindendir. Bu gibi eserlerde hemen yalnız olmaya önem verilirdi. İnsan karakterini, ruhunu tahlile yer bırakılmazdı. XIX. yüzyıl sonunda yetişen Fransız hikâyecileri (Daudet, Maupassant), Rus hikâyecileri (Puşkin, Dostoyevski), Amerikan hikâyecileri (Marie‘s Twain, Poe) bu tarza bağımsız bir edebi tür değeri kazandırdılar.

Bizde hikâyecilik, masala benzemekten çok geç kurtuldu. XIX. yüzyılın sonlarına doğru, Ebubekir Hâzım Tepeyran, Küçük Paşasıyla; Sami Paşazade Sezai Küçük Şeyler iyi, Servet-i Fürtun Edebiyatının ünlü İki hikâyecisi Halit Ziya Uşaklıgil ile Hüseyin Cahit Yalçın, birçok eser yazarak bu çığırda yepyeni bir yola girdiler. Onlardan sonra Ömer Seyfettin, bütün eserlerini hikâye şeklinde yazarak; Reşat Nuri Güntekin, mizah hikâyelerine de geniş İmkân vererek bu türü geliştirdiler. Günümüzde ise bütün eserini yalnız bu tarza bağlamış bir sanatçı olarak Sait Faik Abasıyanık yetişti.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz