Kale Altında Gösteri ve Askerî Hazırlık
Azametli ve görkemli paşa, Hasankalesi’nin eteklerinde konakladığında kale askerleri büyük bir gösteri düzenledi. Bir yaylım tüfek, bir yaylım top atışı yapıldı, ardından cenk alayı tertiplendi. Yer ve gök titredi, kale adeta Nemrud’un ateşi içinde kalan bir semender gibi göründü. Bu manzarayı gören Acem elçisi hayrete düştü.
Paşa, kale kumandanına bir iç mehteri göndererek şu emri verdi:
“Kaleyi donatıp bütün askerleri silahlarıyla hazır bulundurun. Biz kale seyrine geldiğimizde cephaneleri süsleyin, Muhammedî gülbangını okuyun, ardından bir yaylım tüfek ve bir yaylım top atışı yapın.”
Kalede Askerî Tören
İkindi vakti paşa, Pasin Beyi’nin ziyafetine gitmek üzere Acem elçisiyle kaleye yöneldi. Askerlerin “Allah Allah” nidaları göklere yükseldi. Tüfek ve top sesleri ortalığı inletti. Bu manzarayı gören elçi, hayranlıkla, “Ey Kayser-i Zemin şahı! Hasan-âbâd Kalesi gerçekten senin kontrolünde” dedi Ilıcalar ve Doğu Yolculuğu.
Kaleye girildiğinde Ilıca Kapısı’nın iç kısmı tamamen silahlarla donatılmıştı. Zırhlar, miğferler, kalkanlar ve çeşitli savaş aletleri iki kapı arasına dizilmişti. İç kaleye kadar olan yol boyunca sağlı sollu silahlı askerler sıraya dizilmiş, selam duruyorlardı. Cuma namazı kale içinde kılındı, çıkışta ise bütün burçlar bayraklarla ve sancaklarla süslenmişti.
Sultan Süleyman Topları ve Ziyafet
Paşa, iç kaleye çıkarak Sultan Süleyman döneminden kalma 44 karış uzunluğundaki büyük topları ateşletti. Atılan gülleler ta Çoban Köprüsü’ne kadar ulaştı. Bu gövde gösterisinin ardından kalede hazırlanan ziyafet sofraları açıldı. Paşa, kale beyine ve kumandanına değerli elbiseler hediye etti. Daha sonra büyük bir alayla çadırına geri döndü.
Bir süre sonra kadı, yeniçeri serdarı, sipahi kethüdası, müftü, nakibüleşraf ve diğer ileri gelenler paşanın huzuruna gelerek saygılarını sundular Ephesus Sightseeing Tours.
Hasankalesi’nin Görünümü ve Önemi
Hasankalesi, Pasin Ovası’nın kuzeyinde yüksek bir dağın eteğinde, göğe doğru yükselen yalçın kayalar üzerinde kurulmuştur. Kale, doğu tarafında Ilıca’ya bakan dik yamacıyla öylesine heybetlidir ki aşağıya bakmaya cesaret edenlerin ödü patlar. Adeta bütün ovaya göğüs germiş bir Samanyolu gibi semaya uzanır. Sağlam taş yapısıyla oldukça dayanıklı ve gösterişli bir kaledir.
Kalenin içinde kumandan, imam ve müezzin dışında kimse bulunmaz. At ya da eşekle kaleye çıkmak mümkün değildir. Revan seferine çıkan Sultan IV. Murad için burada özel bir seyir köşkü yapılmıştır. Melek Ahmed Paşa, bu köşkte silahdarlık görevindeyken “Koca Nişancı” unvanıyla anılmıştır. Ancak Murad Han’ın yorganının mum kıvılcımından yanması üzerine Ahmed Paşa bu görevden azledilmiştir.