Ne zamandır aklımda olan bu konuya dair bir yazı yazmayı düşünüyordum. Fakat hep erteliyordum. En son yaşadığım olaylardan sonra artık zamanı geldi diye düşündüm. Herkesin bildiği gibi mesai kavramıyla doğru orantılı bir ilişkisi var metrobüs yoğunluğunun. Gerek sabah gerekse akşam saatlerinde bitmek bilmeyen insan seline yol açan bu toplu taşıma aracında nerede her binişte ayrı bir olay ayrı bir macerayla karşı karşıya kalıyorsunuz.
Geçenlerde yine okula giderken malumunuz final haftası olması münasebetiyle sınava hazırlanmak için hazırladığım kağıtlar elimde yeni bosna durağından metrobüse binmek için insanların arasında bekliyorum. Birkaç metrobüs durmadan geçti. Ee metrobüsler durmadan geçiyor ama insan trafiği artıyor. Nihayet bir metrobüs durdu. Ama binebilmek ne mümkün, insanlar hunharca saldırıya geçiyor. Doğamızın gereği birazda hassas oluşumuzdan biz bayanlar biraz arka planda kalıyoruz, bunun dezavantajını yaşıyoruz çoğu zaman.
Dakika tutmaya karar verdim acaba yeni bir İstabul rekorumu kırılacaktı. Metrobüse binememe rekoru. Yanımda gördüğüm insanı metrobüs yanaşınca 3 sn içerisinde metrobüsün içinde görüyorum ama ben bir adım bile alamamış oluyorum. Dakika tutmaya karar verdikten bu yana 15 dakika geçmişti. İnsanlar değişiyor ben olduğum yerdeyim halen daha sonrasında bir umut doğdu boş bir metrobüsün yanaştığını gördüm. Buna binmeliydim. Her ne olursa olsun binecektim, yoksa sınava geç kalacak bu kadar hazırlığıma rağmen bütte bütünleşecektim kaderimle…
Kapıları açılır açılmaz can havliyle kendimi kapı eşiğine bıraktım, bakınız içeri girdim demiyorum. Kendimi sadece kapıya doğru attım bir baktım ki koridordayım. Nasıl olduğunu anlamadım bile. Sonrasında bir fırsat olduğunu düşünürek kağıtlarıma bakmaya başladım. Çok değil iki durak geçmişti arkamda bir sertlik hissettim. Hava yağmurluda değildi şemşiye olamazdı. İçimde bir telaş sardı beni. Sınav falan uçup gitmişti aklımdan. Hani yemişim sınavını yeter artık moduna geçtim. Arkamı döndüm bir de ne göreyim yaşlı bir amca sakalları birbirine girmiş. Çok şaşırdım. Amca dedim az geri gider misin? Bir de pişkin pişkin bana “– Kızım bu yaştan sonra nereye gideyim” dedi. Güleyim mi ağlayayım mı anlayamadım. Bu arada o sertlik bastonuydu. Yanlış anlaşılma olmasın. Kimse de kalkıp yer vermedi amcaya en çok ta o zoruma gitti.
Bu metrobüs maceralarına Büyük Şehir Belediyesi’nin bir el atması lazım bugün ben bastonla karşılaştım ama arkadaşlarım çok daha farklı sertliklerle karşı karşıya kalıyor cinsi ne olursa olsun erkek ya da dişi. Siz siz olun eğer çok acil değil ise saat sabah 7-10 akşam 5-7 arasında metrobüsü kullanmamaya bakın.